İzlenmezler


Döviz kurlarındaki inanılmaz artış bizi artık tüketim konusunda mecburi olarak tasarrufa ve giderek en ekonomik olana yöneltiyor.

Bu sebeple artık özellikle yeni ve sıfır şeyler özellikle elektronik ürünlerde ikinci el ürünler satın almak veya mevcut olanları daha uzun süre düzgün şekilde kullanmak öne çıkıyor.

Zaten ülke olarak lektronik eşya üretimi anlamında çapımızı düşünürsek, aslında sıfır ürün almamaya bundan 10 yıl kadar önce karar vermeliydik. Ama biz maalesef banka kartları ile borçlanarak son model ürünler aldık.

Borç harç içinde olanlarımızda olsa geç kalmış sayılmayız, çünkü artık buna mecburuz. Çünkü bu döviz fiyatları ile sıfır elektironik ürün almak akıl işi değil.

Yani artık sıfır ürünler özellikle telefonlar bilgisayarlar almak yerine mecburi olarak ikinci el alacağız. Çünkü dolar 13 lira seviyesine ulaştı.

İşin güzel bir başka kısmı varki o da bilgisayarlarla ilgili. Şöyle ki, mevcut bilgisayarlarımızı değiştirmeden daha hızlandırmak mümkün.

Evet, bunun adı Overclocking yani "hız aşırtma" deniyor buna paralel bir ikinci seçenek var onun da adı "upgrade" yani, bilgisayarlarımızın bazı parçalarını daha iyi eski ikinci el veya sıfır parçalar alarak onlarla değiştirmek ve özelliklerini kapasistesini yükseltmek.

Elbette overclock ve upgrade beraberde olabilir. Yani mevcut bilgisayarınızda çalışacak ve masaüstü veya laptop bilgisayarınızın anakartınıın detseklediği ve overclock yapılarak daha yüksek hız ayarlarıyla çalışacak  ikinci el veya sıfır işlemci, ram ve disk alıp overclock ve uprgradi beraber yapabilirsiniz.

Laptoplarda işlemciler anakarta bütünleşik olduğu için genelde ram ve disk upgrade edilerek daha hızlıları veya ekstra ikinci ram veya disk takılarak hzılandırılır bilgisayar.

Bu video da güncel sayılabilecek işlemci ve ramlerle nasıl overclock yapılır onlar anlatılıyor. 

Youtuber Ayhan Tarakçı konu hakkında bilmeniz gereken temel overclock bilgilerini detaylı olarak anlatıyor.

Eğer siz onun anlattığından daha eski donanımlara sahipseniz, bu videoda edindiğiniz temel bilgilerle mevcut bilgisayarınızı nasıl hızlandıraceğınızı araştırıp öncelikle masaüstü ise anakart modelinizi veya laptopsa ilgili firmadan desteklediği ram ve disk kapasitesini öğrenerek bu bilgilerle overclock ve upgrade seçeneklerinizi öğrenebilirsiniz.

Video artık eğer yakın zamanda güncel hızlı bir bilgisayar almadıyanlar için önemli bilgileri detaylıca anlatıyor.

Sizlerde bilgisayar üzerinden çalışan veya bilgisayar merkezli bri eğlence anlayışı olan birisiyseniz "overclocking"yanlış telefuz edenlerinde deyimiyle overlok konusuna el atmanızda fayda var.

Video kapsamlı anlatımı yüzünden #iyiiçerik olmayı hak ediyor.

Yeni Bilgisayar Almak Yalan Oldu! Yaşasın Overclock ve Upgrade


Döviz kurlarındaki inanılmaz artış bizi artık tüketim konusunda mecburi olarak tasarrufa ve giderek en ekonomik olana yöneltiyor.

Bu sebeple artık özellikle yeni ve sıfır şeyler özellikle elektronik ürünlerde ikinci el ürünler satın almak veya mevcut olanları daha uzun süre düzgün şekilde kullanmak öne çıkıyor.

Zaten ülke olarak lektronik eşya üretimi anlamında çapımızı düşünürsek, aslında sıfır ürün almamaya bundan 10 yıl kadar önce karar vermeliydik. Ama biz maalesef banka kartları ile borçlanarak son model ürünler aldık.

Borç harç içinde olanlarımızda olsa geç kalmış sayılmayız, çünkü artık buna mecburuz. Çünkü bu döviz fiyatları ile sıfır elektironik ürün almak akıl işi değil.

Yani artık sıfır ürünler özellikle telefonlar bilgisayarlar almak yerine mecburi olarak ikinci el alacağız. Çünkü dolar 13 lira seviyesine ulaştı.

İşin güzel bir başka kısmı varki o da bilgisayarlarla ilgili. Şöyle ki, mevcut bilgisayarlarımızı değiştirmeden daha hızlandırmak mümkün.

Evet, bunun adı Overclocking yani "hız aşırtma" deniyor buna paralel bir ikinci seçenek var onun da adı "upgrade" yani, bilgisayarlarımızın bazı parçalarını daha iyi eski ikinci el veya sıfır parçalar alarak onlarla değiştirmek ve özelliklerini kapasistesini yükseltmek.

Elbette overclock ve upgrade beraberde olabilir. Yani mevcut bilgisayarınızda çalışacak ve masaüstü veya laptop bilgisayarınızın anakartınıın detseklediği ve overclock yapılarak daha yüksek hız ayarlarıyla çalışacak  ikinci el veya sıfır işlemci, ram ve disk alıp overclock ve uprgradi beraber yapabilirsiniz.

Laptoplarda işlemciler anakarta bütünleşik olduğu için genelde ram ve disk upgrade edilerek daha hızlıları veya ekstra ikinci ram veya disk takılarak hzılandırılır bilgisayar.

Bu video da güncel sayılabilecek işlemci ve ramlerle nasıl overclock yapılır onlar anlatılıyor. 

Youtuber Ayhan Tarakçı konu hakkında bilmeniz gereken temel overclock bilgilerini detaylı olarak anlatıyor.

Eğer siz onun anlattığından daha eski donanımlara sahipseniz, bu videoda edindiğiniz temel bilgilerle mevcut bilgisayarınızı nasıl hızlandıraceğınızı araştırıp öncelikle masaüstü ise anakart modelinizi veya laptopsa ilgili firmadan desteklediği ram ve disk kapasitesini öğrenerek bu bilgilerle overclock ve upgrade seçeneklerinizi öğrenebilirsiniz.

Video artık eğer yakın zamanda güncel hızlı bir bilgisayar almadıyanlar için önemli bilgileri detaylıca anlatıyor.

Sizlerde bilgisayar üzerinden çalışan veya bilgisayar merkezli bri eğlence anlayışı olan birisiyseniz "overclocking"yanlış telefuz edenlerinde deyimiyle overlok konusuna el atmanızda fayda var.

Video kapsamlı anlatımı yüzünden #iyiiçerik olmayı hak ediyor.

 

Covid-19 aşı konusunda malum dünyada geneler olarak kafalar karıştı ve ülkemizdeki büyük ekonomik kriz sonucu covid salgını arada kaynadı gitti nerdeyse.

Aşı karşıtlarının internette çok aktif olması sonucunda da aşılar hakkında bilinmesi gereken genel bilgiler artık bilinmiyor.

Sağlık Bakanlığı, Enes Batur ve diğer Youtuber'lar ile yaptığı bu kampanya videolarında konuyu uzmanlar anlatıyor.

Ortaya çıkan işe bakılırsa videonun yapımcısı devlet kurumu olmasına rağmen son derece samimi ve kapsamlı...

Enes Batur'da bu video da gerçekten başarılı bri performans sergilemiş ve tüm soruları sormuş ve cevaplarını almayı başarmış.


Aşı Konusunda Enes BATURdan Gerçek Bilgiler

 

Covid-19 aşı konusunda malum dünyada geneler olarak kafalar karıştı ve ülkemizdeki büyük ekonomik kriz sonucu covid salgını arada kaynadı gitti nerdeyse.

Aşı karşıtlarının internette çok aktif olması sonucunda da aşılar hakkında bilinmesi gereken genel bilgiler artık bilinmiyor.

Sağlık Bakanlığı, Enes Batur ve diğer Youtuber'lar ile yaptığı bu kampanya videolarında konuyu uzmanlar anlatıyor.

Ortaya çıkan işe bakılırsa videonun yapımcısı devlet kurumu olmasına rağmen son derece samimi ve kapsamlı...

Enes Batur'da bu video da gerçekten başarılı bri performans sergilemiş ve tüm soruları sormuş ve cevaplarını almayı başarmış.



Müslüm Gürses ülkemizde müzik ve sanat hayatımız kadar sosyal ve manevi hayatımıza da anlamlar katan bir şahsiyet.

Nam-ı diğer "Müslüm Baba" uzun süre dinleyicilerinin kendisini jiletlemesinden dolayı eleştirilse de, ölümü öncesinde son yıllarda toplumun her kesiminden hak ettiği değeri görmeye başlamıştı ve bize gerçekten büyük bir insanlık ve mütevazılık mirası bırakarak sonsuzluğa gitti.

Onu hatırlarken hep en güzel duygulara bürünüyoruz ve tüm toplum olarak bizde bir Kemal Sunal etkisi yapıyor.

Peki onun "Müslüm Baba" olmasında büyük emeği olan biricik hayat arkadaşını yeterince tanıyor muyuz?

Sadece nadide ve güzel ismiyle bildiğimiz Muhterem NUR hanımın hayat öyküsünü Müslüm baba ile harmanlayarak dinlemeye ne dersiniz?

Bilenler cehaletimizi bağışlasın maalesef ama çoğumuz onu sadece Müslüm Gürses'in eşi olarak biliyoruz ve onun balkanlardan bebeklikten buraya uzanan dramatik bir hayatının olduğunu ve devamında 1950-60'larda ülkemizde büyük bir sinema ve sahne yıldızı olduğunu ilk defa muhtemelen bu video ile beraber öğreniyoruz.

Bu anlamda video gerçekten çok değerli ve ortalamanın çok çok üstünde bir içeriğe ve üslup ve anlatıma sahip.

Megasinn kanalı bu anlamda eşsiz bir biyografi belgeseli yapmış bu ikiliyi son derecek kapsamlı anlatan bir belgesel yapmış.

Video her anlamda özenli ve başarılı bir yapım bu yüzden #iyiiçerik ve #çokizlenenler etiketlerini hak ediyor.


Müslüm Babanın Ölümsüz Aşkı Muhterem NURu Tanıyalım


Müslüm Gürses ülkemizde müzik ve sanat hayatımız kadar sosyal ve manevi hayatımıza da anlamlar katan bir şahsiyet.

Nam-ı diğer "Müslüm Baba" uzun süre dinleyicilerinin kendisini jiletlemesinden dolayı eleştirilse de, ölümü öncesinde son yıllarda toplumun her kesiminden hak ettiği değeri görmeye başlamıştı ve bize gerçekten büyük bir insanlık ve mütevazılık mirası bırakarak sonsuzluğa gitti.

Onu hatırlarken hep en güzel duygulara bürünüyoruz ve tüm toplum olarak bizde bir Kemal Sunal etkisi yapıyor.

Peki onun "Müslüm Baba" olmasında büyük emeği olan biricik hayat arkadaşını yeterince tanıyor muyuz?

Sadece nadide ve güzel ismiyle bildiğimiz Muhterem NUR hanımın hayat öyküsünü Müslüm baba ile harmanlayarak dinlemeye ne dersiniz?

Bilenler cehaletimizi bağışlasın maalesef ama çoğumuz onu sadece Müslüm Gürses'in eşi olarak biliyoruz ve onun balkanlardan bebeklikten buraya uzanan dramatik bir hayatının olduğunu ve devamında 1950-60'larda ülkemizde büyük bir sinema ve sahne yıldızı olduğunu ilk defa muhtemelen bu video ile beraber öğreniyoruz.

Bu anlamda video gerçekten çok değerli ve ortalamanın çok çok üstünde bir içeriğe ve üslup ve anlatıma sahip.

Megasinn kanalı bu anlamda eşsiz bir biyografi belgeseli yapmış bu ikiliyi son derecek kapsamlı anlatan bir belgesel yapmış.

Video her anlamda özenli ve başarılı bir yapım bu yüzden #iyiiçerik ve #çokizlenenler etiketlerini hak ediyor.


 

İnternet öyle bir sanal ama, o kadar da gerçek bir dünya ki, bize her şeyin nihayetinde en bilinmeyen ve gerçek yönlerini de zamanla gösteriyor.

Maalesef geçmişimize baktığımızda, her 10 yılda yapılan askeri darbelerle, kendisine "Atatürkçü" diyen azınlık elistist ve militarist bir kesim tarafından mahvedilen ülkemizde, yine aynı kesim tarafından bize yıllarca insanüstü ve bir bilinmez; en basit şekilde "asık suratlı süper kahraman" olarak sunulan Atatürk'ü de en net ve gerçek haliyle, onun da bizler gibi birer insan olduğu haliyle görüyoruz internette..

Evet, internet sayesinde Atatürk'ün gülen fotoğraflarını gördük bundan 10 yıl kadar önce ve epey şaşırdık ve şimdi en net haliyle restore edilen ve netleştirilen videolarını da görebiliyoruz.

Bundan önceki, askeri zorbaıkla zihnimize yıllarca; okulda, ailelerimizde ve her yerde kazına ve topyekün yanlış olan Atatürk algısını yıkmaya ve onu bir insan olarak daha çok tanımaya çok ihtiyacımız var.

Asker olmasına rağmen hem ileri görüşlü bir siyasetçi hemde kurucu liderliği ve en çok vatanseverliği ile dünyanda nam salmış bir lider olan Atatürk'ü daha yakından tanımaya ve onun hakkında ta ilkokuldan zihnimize kazınan bu yanlış sunumu ve bunu yapan askeri elitist zihniyetin insani ve demokratik olmayan tahakkümünü yıkmaya ihtiyacımıza var.

Ancak böylece ülkemizde ön yargılar ve yanlış kurulan ideolojik bakışlar ortadan kaldırılabilir.

Atatürk'ü artık tamamen militarist ve elitist Atatürkçü'lerden kurtarmaya ve onu insanüstü bir kahraman değil, öncü ve fedakar bir vatansever insan olarak algıyarak bakışımızı yenilemek için bu tür video kayıtlarını birer tarih vesikası olarak izleyip üzerine düşünmeliyiz.

Bu video bu anlamda çok değerli bir #iyiiçerik.



1920-30'lar ve Atatürk Cismen Artık Bilinmez ve Ulaşılmaz Değil

 

İnternet öyle bir sanal ama, o kadar da gerçek bir dünya ki, bize her şeyin nihayetinde en bilinmeyen ve gerçek yönlerini de zamanla gösteriyor.

Maalesef geçmişimize baktığımızda, her 10 yılda yapılan askeri darbelerle, kendisine "Atatürkçü" diyen azınlık elistist ve militarist bir kesim tarafından mahvedilen ülkemizde, yine aynı kesim tarafından bize yıllarca insanüstü ve bir bilinmez; en basit şekilde "asık suratlı süper kahraman" olarak sunulan Atatürk'ü de en net ve gerçek haliyle, onun da bizler gibi birer insan olduğu haliyle görüyoruz internette..

Evet, internet sayesinde Atatürk'ün gülen fotoğraflarını gördük bundan 10 yıl kadar önce ve epey şaşırdık ve şimdi en net haliyle restore edilen ve netleştirilen videolarını da görebiliyoruz.

Bundan önceki, askeri zorbaıkla zihnimize yıllarca; okulda, ailelerimizde ve her yerde kazına ve topyekün yanlış olan Atatürk algısını yıkmaya ve onu bir insan olarak daha çok tanımaya çok ihtiyacımız var.

Asker olmasına rağmen hem ileri görüşlü bir siyasetçi hemde kurucu liderliği ve en çok vatanseverliği ile dünyanda nam salmış bir lider olan Atatürk'ü daha yakından tanımaya ve onun hakkında ta ilkokuldan zihnimize kazınan bu yanlış sunumu ve bunu yapan askeri elitist zihniyetin insani ve demokratik olmayan tahakkümünü yıkmaya ihtiyacımıza var.

Ancak böylece ülkemizde ön yargılar ve yanlış kurulan ideolojik bakışlar ortadan kaldırılabilir.

Atatürk'ü artık tamamen militarist ve elitist Atatürkçü'lerden kurtarmaya ve onu insanüstü bir kahraman değil, öncü ve fedakar bir vatansever insan olarak algıyarak bakışımızı yenilemek için bu tür video kayıtlarını birer tarih vesikası olarak izleyip üzerine düşünmeliyiz.

Bu video bu anlamda çok değerli bir #iyiiçerik.



 

Dünyada eşşiz bir çok şey sadece Türkiye'de oluyor son 4-5 yıldır.

Evet, bu inanılmaz şeylerde biri malum ülkemizdeki sokak röportajları. Ne ararsanız var; komedi, şiddet, yalan dolan, saçma, mantıksız, abuk, absürd, yersiz...

Bu insanları izledikçe Türkiye'nin gerçekte nasıl bir yer ve dünya klasmanında her açıdan nerde olduğunu da daha iyi anlıyorsunuz. O kadar aydınlatcı ve gerçek.

Bundan 5-10 yıl önce biri çıkıp, "gün gelecek ülkemiz topyekun bir siyaset arenasına dönecek, her yerde insanlar açık hava birbirlerini gırtlaklayacak kadar ulu orta caddelerde siyaset tartışacaklar" deseydi "hadi ordan" derdik.

Ama oldu, ülkemiz açık hava açık oturuma döndü ve 7 gün 24 saat insanlar bir mikrofon etrafında birbirlerine edep ve saygı dışına çıkarak siyasi fanatizmlerini ve cehaletlerinin inanılmaz aşırı boyutunu gösteriyorlar. 

Bunlar genel olarak iktidar yanlısı olanlar çoğunlukla ve bu röportajlarda muhalefet yapanları acımasızca, mantıksızca, cahilce ve vicdansızca susturmaya ve hatta dövmeye çalışıyorlar. 

Bu yeni nesil özgür ama bir o kadar kaotik gazetecilik türü gerçekten en iyi tv komedi programlarını bile gölgede bırakıyor. Eskiden Olacak O Kadar vardı şimdi ise Sokak Röportajları var.

Muhtemelen bu sokak röportajları çıktığından bu yana insanlar mevcut tv komedi tv programlarını; Güldür Güldür ve Çok Güzel Hareketler vb programları izleme gereği duymuyordur.

Deep Humor(Derin Mizah) kanalı bu sokak röportajları üzerine kurulu ve sokak röportajları yapan kanalların videolarındaki en can alıcı yerlerini alıp karma(kolaj) videolar yapıyor ve üstüne çeşitli efektler ve yazılar katarak eşsiz bir komedi biçimi ortaya çıkarıyorlar.

Bu video da bu işi ne kadar iyi yaptıklarını tekrar göstermişler

#enkomikler listemizde olmayı sonuna kadar hak ediyorlar.


Sokak Röportajları Bizi Acınacak Halimize Güldürüyor

 

Dünyada eşşiz bir çok şey sadece Türkiye'de oluyor son 4-5 yıldır.

Evet, bu inanılmaz şeylerde biri malum ülkemizdeki sokak röportajları. Ne ararsanız var; komedi, şiddet, yalan dolan, saçma, mantıksız, abuk, absürd, yersiz...

Bu insanları izledikçe Türkiye'nin gerçekte nasıl bir yer ve dünya klasmanında her açıdan nerde olduğunu da daha iyi anlıyorsunuz. O kadar aydınlatcı ve gerçek.

Bundan 5-10 yıl önce biri çıkıp, "gün gelecek ülkemiz topyekun bir siyaset arenasına dönecek, her yerde insanlar açık hava birbirlerini gırtlaklayacak kadar ulu orta caddelerde siyaset tartışacaklar" deseydi "hadi ordan" derdik.

Ama oldu, ülkemiz açık hava açık oturuma döndü ve 7 gün 24 saat insanlar bir mikrofon etrafında birbirlerine edep ve saygı dışına çıkarak siyasi fanatizmlerini ve cehaletlerinin inanılmaz aşırı boyutunu gösteriyorlar. 

Bunlar genel olarak iktidar yanlısı olanlar çoğunlukla ve bu röportajlarda muhalefet yapanları acımasızca, mantıksızca, cahilce ve vicdansızca susturmaya ve hatta dövmeye çalışıyorlar. 

Bu yeni nesil özgür ama bir o kadar kaotik gazetecilik türü gerçekten en iyi tv komedi programlarını bile gölgede bırakıyor. Eskiden Olacak O Kadar vardı şimdi ise Sokak Röportajları var.

Muhtemelen bu sokak röportajları çıktığından bu yana insanlar mevcut tv komedi tv programlarını; Güldür Güldür ve Çok Güzel Hareketler vb programları izleme gereği duymuyordur.

Deep Humor(Derin Mizah) kanalı bu sokak röportajları üzerine kurulu ve sokak röportajları yapan kanalların videolarındaki en can alıcı yerlerini alıp karma(kolaj) videolar yapıyor ve üstüne çeşitli efektler ve yazılar katarak eşsiz bir komedi biçimi ortaya çıkarıyorlar.

Bu video da bu işi ne kadar iyi yaptıklarını tekrar göstermişler

#enkomikler listemizde olmayı sonuna kadar hak ediyorlar.



İnsanlık tarihinin en tuhaf zamanlarını yaşıyoruz muhtemelen.
Çünkü teknoloji, tıp, iletişim ve diğer alanlarda çok büyük ilerlemelerin kaydedildiğinin söylendiği bir zamandayız ve dünya aynı zamanda global düzeyde pandemi, işsizlik, yoksulluk ve çevre felaketleri ile yüzleşti bir anda.

2020'de uçan arabalarla yolculuk beklerken, böyle bir kaosun içinde bulduk kendimizi ve uçan arabalar yeribe ordan orya uçup kaçan global milyarder zenginleri ve internet fenomenlerini konuşur olduk.

Böyle bakınca aslında insanlığıngeldiği bu noktada belkide insanlık tarihi açısından sahip olduğu imkanlara rağmen en en zayıf anlarını yaşadığını görüyoruz.

Daha 1.5 yıl oldu pandemi başlayalı ve evlere hapsolduğumuz zamanlar çok uzak değil, ama nedense birden aşı çalışmalarında belli bir seviyeye gelinmesi ile (ki bu da şüpheli bir çok insan için) her şey bir anda pandemiden önceki günlere döndü ve insanlık tüm vurdumduymazlığı ile tüketmeye ve eğlenmeye odaklanmış durumunda.

Pandemi sonucunda zaten var olan işsizlik ve yoksulluk tüm dünyayı iyice esir aldı ve dünyanın büyük kısmı, hem pandemi hem çevre hem ekonomik sıkıntılarla baş etmeye çalışan milyarlarca insanı görmezden gelen siyasetçilerin ve ultra zenginlerin kendi aralarındaki rekabete ve güç gösterisine sahne oluyor.

Dünyanın her köşesinde milyarlaca insan temel ihtiyaçlarını karşılayamazken ve evlerinde sadece karınlarını doyurmaya, bulabilirlerse uzaktan çalışmaya ve online işlerle kripto para yatırımcılığı ile veya pazaryeri sitelerinde al-sat yapıp geçinmeye çalışırken, bu milyarder zenginler, ünlüler ve siyasiler hiç bir şey yokmuş gibi son sürat rekabetlerine devam ediyor ve özellikle milyarderler sırayla uzaya gidip geliyor veya füturistik projelerini anlatup bunun için çalışıyorlar.

Bu süreçte, insanlığın bu büyük savrulması ile dünyada çok tuhaf  şeylerde oluyor ve aşı çalışmaları ile ilgili komplo teorileri de çok ilgi çekiyor.

Dünyayı yönettiği iddia edilen azınlık bir grup zenginlerin insanlar aşı ile beraber insanlara çip takacağı ve dünyayı her açıdan kontrol altına alacakları hakkında komplo teorileri dilden dile dolaşıyor.

Konunun muhatabı olanlar arasında Elon Musk, Bill Gates bunlardan en öne çıkanları... Ayrıca göz önünde olması ile Jeff Bezos bunlara ek olarak söylenebilir. Ve hepsi nerdeyse haşarı bir çocuk gibi sürekli her konuda fikir beyan ediyorlar. Özellikle Elon Musk kripto paraları da şöhretine ve zenginliğine bir araç yaparak sürekli medyatik olmayı başarıyor. 

Özetle, dünya 3-5 zenginin oyun alanı olmuş durumda ve bizde bu egosantirik insanları izliyoruz.

İnsanlık olarak geldiğimiz bu noktada işin kötü yanı artık dünya öyle bir noktaya geldi ki, dünyanın büyük bir kısmı açlık ve hastalık ve çevre felaketleri ile baş etmeye çalışırken birde bu ultra zenginlerin insanlığı nereye sürüklemeye çalıştığını anlamaya çalışması ve eyleme geçmesi gerekiyor.

Bu videoda MS Bilim kanalı hem insan beynine çip takılması konusunu hemde bu egosantirik ultra zenginlerin en zıpırı olan Elon Musk'ın insan beyni ve bilgisayarlar üzerine çalışan Neuralink şirketini kapsamlı  şekilde el alıyor ve yapmak isyedikleri hakkında bize konuyu her açıdan anlatıyor.

Daha önce de bir yazımızda bahsettiğimiz gibi bu konuya Barış Özcan gibi olaya hiç etik bakmadan "aa süper maynunun beynine çip takmışlar maymuna düşünceleriyle bilgisayarda oyun oynatıyorlar" gibi anlatmıyor ve konuyu insani ve etik açıdan ele alıyor ve riskleriyle beraber anlatıyor.

Bu yüzden "Elon Musk'mı? Banane!" diyemeyeceğimiz bir noktayadayız artık ve boşverdiğimiz eyleme geçip öğrenmediğimiz herşeyin bedellerini çok hızlı olarak gelecek 10-20 yılda ödememek için bu tür aydınlatıcı objektif video anlatımları izlemeliyiz.

Video bu konuda bize yeterince yardımcı oluyor. İzleyip konuya hakim olmak ve yorum yapmak herkesin yapması gereken bir şey. Bu yüzden #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.



Bize Çip mi Takacaklar? (Neuralink, Elon Musk ve İnsanlık)


İnsanlık tarihinin en tuhaf zamanlarını yaşıyoruz muhtemelen.
Çünkü teknoloji, tıp, iletişim ve diğer alanlarda çok büyük ilerlemelerin kaydedildiğinin söylendiği bir zamandayız ve dünya aynı zamanda global düzeyde pandemi, işsizlik, yoksulluk ve çevre felaketleri ile yüzleşti bir anda.

2020'de uçan arabalarla yolculuk beklerken, böyle bir kaosun içinde bulduk kendimizi ve uçan arabalar yeribe ordan orya uçup kaçan global milyarder zenginleri ve internet fenomenlerini konuşur olduk.

Böyle bakınca aslında insanlığıngeldiği bu noktada belkide insanlık tarihi açısından sahip olduğu imkanlara rağmen en en zayıf anlarını yaşadığını görüyoruz.

Daha 1.5 yıl oldu pandemi başlayalı ve evlere hapsolduğumuz zamanlar çok uzak değil, ama nedense birden aşı çalışmalarında belli bir seviyeye gelinmesi ile (ki bu da şüpheli bir çok insan için) her şey bir anda pandemiden önceki günlere döndü ve insanlık tüm vurdumduymazlığı ile tüketmeye ve eğlenmeye odaklanmış durumunda.

Pandemi sonucunda zaten var olan işsizlik ve yoksulluk tüm dünyayı iyice esir aldı ve dünyanın büyük kısmı, hem pandemi hem çevre hem ekonomik sıkıntılarla baş etmeye çalışan milyarlarca insanı görmezden gelen siyasetçilerin ve ultra zenginlerin kendi aralarındaki rekabete ve güç gösterisine sahne oluyor.

Dünyanın her köşesinde milyarlaca insan temel ihtiyaçlarını karşılayamazken ve evlerinde sadece karınlarını doyurmaya, bulabilirlerse uzaktan çalışmaya ve online işlerle kripto para yatırımcılığı ile veya pazaryeri sitelerinde al-sat yapıp geçinmeye çalışırken, bu milyarder zenginler, ünlüler ve siyasiler hiç bir şey yokmuş gibi son sürat rekabetlerine devam ediyor ve özellikle milyarderler sırayla uzaya gidip geliyor veya füturistik projelerini anlatup bunun için çalışıyorlar.

Bu süreçte, insanlığın bu büyük savrulması ile dünyada çok tuhaf  şeylerde oluyor ve aşı çalışmaları ile ilgili komplo teorileri de çok ilgi çekiyor.

Dünyayı yönettiği iddia edilen azınlık bir grup zenginlerin insanlar aşı ile beraber insanlara çip takacağı ve dünyayı her açıdan kontrol altına alacakları hakkında komplo teorileri dilden dile dolaşıyor.

Konunun muhatabı olanlar arasında Elon Musk, Bill Gates bunlardan en öne çıkanları... Ayrıca göz önünde olması ile Jeff Bezos bunlara ek olarak söylenebilir. Ve hepsi nerdeyse haşarı bir çocuk gibi sürekli her konuda fikir beyan ediyorlar. Özellikle Elon Musk kripto paraları da şöhretine ve zenginliğine bir araç yaparak sürekli medyatik olmayı başarıyor. 

Özetle, dünya 3-5 zenginin oyun alanı olmuş durumda ve bizde bu egosantirik insanları izliyoruz.

İnsanlık olarak geldiğimiz bu noktada işin kötü yanı artık dünya öyle bir noktaya geldi ki, dünyanın büyük bir kısmı açlık ve hastalık ve çevre felaketleri ile baş etmeye çalışırken birde bu ultra zenginlerin insanlığı nereye sürüklemeye çalıştığını anlamaya çalışması ve eyleme geçmesi gerekiyor.

Bu videoda MS Bilim kanalı hem insan beynine çip takılması konusunu hemde bu egosantirik ultra zenginlerin en zıpırı olan Elon Musk'ın insan beyni ve bilgisayarlar üzerine çalışan Neuralink şirketini kapsamlı  şekilde el alıyor ve yapmak isyedikleri hakkında bize konuyu her açıdan anlatıyor.

Daha önce de bir yazımızda bahsettiğimiz gibi bu konuya Barış Özcan gibi olaya hiç etik bakmadan "aa süper maynunun beynine çip takmışlar maymuna düşünceleriyle bilgisayarda oyun oynatıyorlar" gibi anlatmıyor ve konuyu insani ve etik açıdan ele alıyor ve riskleriyle beraber anlatıyor.

Bu yüzden "Elon Musk'mı? Banane!" diyemeyeceğimiz bir noktayadayız artık ve boşverdiğimiz eyleme geçip öğrenmediğimiz herşeyin bedellerini çok hızlı olarak gelecek 10-20 yılda ödememek için bu tür aydınlatıcı objektif video anlatımları izlemeliyiz.

Video bu konuda bize yeterince yardımcı oluyor. İzleyip konuya hakim olmak ve yorum yapmak herkesin yapması gereken bir şey. Bu yüzden #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.



 

Rezil ve Ahlaksız Olan Sizlersiniz Özlem Gürses ve Fatih Portakal!

Ülkede kendini eğitimli, ahlaklı, dürüst sayan ne kadar gazeteci aydın şovmen varsa, tek dertleri kadın kuşağı programları. Sürekli bu programlarla uğraşıp halka seviye biçiyor,  toplumu akıllarınca analiz ediyorlar ve toplumu akıllarınca koruyorlar

En son bu elitist tripleri Fatih Portakal yaptı...

Bu kesim kendini o kadar beğenmiş ve ahlaklı görüyor ki, aynı sektörden oldukları için bu programları yapanlara düşmanca bakıyorlar ve muhtemelen kendilerine verilmeyen paraları bu programı yapanlar aldığı için sürekli kadın programlarına saldırıyorlar.

Malum bunu en çok yapan Okan Bayülgen'di.. O, pek ciddiye alınacak bir değildi zaten bu konularda; çünkü zaten tv'nin delisi diye bakılan biri ve herşeye rastgele takılan konuşmaları çok ciddiye alınmıyor bu konuda. Ama ya diğeri, hele Fatih Portkal, Özlem Gürses ve diğerleri ülkede belli ciddiyeti olan gazeteciler...

Neymiş efendim, bir programda bir konuk eşiyle ilgili bir konuda aydınlatılması için mevzunun eşini internette bir müstehcen videoda gördüğünü anlatıyor ve bunu program sunucularıan izletiyor.

Vay senmisin bunu yapan, bizim ahlak bekçisi demokrat gazeteci halk savunucu Fatih Portakal hemen aşşağılamaya ve ahlaksızlık diye yaftalamaya saydırmaya başlıyor Twitter'dan..

Sanki tv'de gündüz gündüz porno yayınlanmış.

Sanki bir devlet kamu kanalında yapılmış bu.

Bu nasıl bir elitizmdir Allah aşkına? 

Ve bu insanlar kendilerini aydın, demokrat, özgürlükçü gazeteci falan sanıyorlar... 

Portakal'ın tepkisi ile gaza gelen diğer insanlarda ve Özlem Gürses'te bu videosunda programı yapan kadına saldırıyor ve rezillikle itham ediyor ve bu konuya dair özel bir youtube videosu hazırlıyor ve uykulu yakın çekim suratı ile bize ahlak yargısı dağıtıyor ve "bu ne ya" vesaire diyor..

Size ne arkadaş, size ne?

Siz değilmisiniz hem "RTÜK olmasın, o olmasın bu yasak şu baskı olmasın" diyen iktidara saydıran ve TV ve medya üstündeki baskıdan şikayet eden...

Neyin iki yüzlülüğü bu?

Beğenmeyen izlemez bu programları... Ha kamu vicdanını sarsacak bir şiddeti destekleme, övme veya tamamen çocukları da etkileyecekj aşırı müstehcenlik varsa halk zaten tepkisini verir ve bu meydaları internetten topa tutar.

Siz kimsiniz ki koskoca tv sektörüne aklınızca muhalif triplerle halk adına aşşağılıyor ve ayar veriyorsunuz? 

Gazetecilik midir bu? Değil elbette.. Demekki derdiniz başka.

Sorsak porno sitelerini muhafakakar BTK üzerinde iktidar engelliyor ne dersiniz diye.. "Olur mu öyle şey, serbest olmalı" dersiniz ama böyle dolaylı bir konuya TV olduğu zaman o yasakçı aynı muhafazakar kafa ile bakıp topa tutup ahlaksızlık diyebiliyorsunuz. Çünkü; o kanallar muhafazkar iktidar yanlısı ve açık arıyorsunuz vurmak için iktidara.

Kovulmasanız ve aynı çatı altında bu tv de çalışsanız,  bu programlar bu şekilde yapılsa sesiniz çıkmaz ve işinize bakarsınız ama dışarda olunca hemen ahlaksızlık ve rezillik diye saldırıyorsunuz...

İşinize gelince demokrat özgürlükçü işinize gelmeyince taliban kafası oluyorsunuz.

Pek ilginçsiniz doğrusu...

#izlenmez olarak etiketliyoruz video ve kanalı.


Bir Elitizm Aracı olarak Kadın Programlarını Aşağılama Sporu

 

Rezil ve Ahlaksız Olan Sizlersiniz Özlem Gürses ve Fatih Portakal!

Ülkede kendini eğitimli, ahlaklı, dürüst sayan ne kadar gazeteci aydın şovmen varsa, tek dertleri kadın kuşağı programları. Sürekli bu programlarla uğraşıp halka seviye biçiyor,  toplumu akıllarınca analiz ediyorlar ve toplumu akıllarınca koruyorlar

En son bu elitist tripleri Fatih Portakal yaptı...

Bu kesim kendini o kadar beğenmiş ve ahlaklı görüyor ki, aynı sektörden oldukları için bu programları yapanlara düşmanca bakıyorlar ve muhtemelen kendilerine verilmeyen paraları bu programı yapanlar aldığı için sürekli kadın programlarına saldırıyorlar.

Malum bunu en çok yapan Okan Bayülgen'di.. O, pek ciddiye alınacak bir değildi zaten bu konularda; çünkü zaten tv'nin delisi diye bakılan biri ve herşeye rastgele takılan konuşmaları çok ciddiye alınmıyor bu konuda. Ama ya diğeri, hele Fatih Portkal, Özlem Gürses ve diğerleri ülkede belli ciddiyeti olan gazeteciler...

Neymiş efendim, bir programda bir konuk eşiyle ilgili bir konuda aydınlatılması için mevzunun eşini internette bir müstehcen videoda gördüğünü anlatıyor ve bunu program sunucularıan izletiyor.

Vay senmisin bunu yapan, bizim ahlak bekçisi demokrat gazeteci halk savunucu Fatih Portakal hemen aşşağılamaya ve ahlaksızlık diye yaftalamaya saydırmaya başlıyor Twitter'dan..

Sanki tv'de gündüz gündüz porno yayınlanmış.

Sanki bir devlet kamu kanalında yapılmış bu.

Bu nasıl bir elitizmdir Allah aşkına? 

Ve bu insanlar kendilerini aydın, demokrat, özgürlükçü gazeteci falan sanıyorlar... 

Portakal'ın tepkisi ile gaza gelen diğer insanlarda ve Özlem Gürses'te bu videosunda programı yapan kadına saldırıyor ve rezillikle itham ediyor ve bu konuya dair özel bir youtube videosu hazırlıyor ve uykulu yakın çekim suratı ile bize ahlak yargısı dağıtıyor ve "bu ne ya" vesaire diyor..

Size ne arkadaş, size ne?

Siz değilmisiniz hem "RTÜK olmasın, o olmasın bu yasak şu baskı olmasın" diyen iktidara saydıran ve TV ve medya üstündeki baskıdan şikayet eden...

Neyin iki yüzlülüğü bu?

Beğenmeyen izlemez bu programları... Ha kamu vicdanını sarsacak bir şiddeti destekleme, övme veya tamamen çocukları da etkileyecekj aşırı müstehcenlik varsa halk zaten tepkisini verir ve bu meydaları internetten topa tutar.

Siz kimsiniz ki koskoca tv sektörüne aklınızca muhalif triplerle halk adına aşşağılıyor ve ayar veriyorsunuz? 

Gazetecilik midir bu? Değil elbette.. Demekki derdiniz başka.

Sorsak porno sitelerini muhafakakar BTK üzerinde iktidar engelliyor ne dersiniz diye.. "Olur mu öyle şey, serbest olmalı" dersiniz ama böyle dolaylı bir konuya TV olduğu zaman o yasakçı aynı muhafazakar kafa ile bakıp topa tutup ahlaksızlık diyebiliyorsunuz. Çünkü; o kanallar muhafazkar iktidar yanlısı ve açık arıyorsunuz vurmak için iktidara.

Kovulmasanız ve aynı çatı altında bu tv de çalışsanız,  bu programlar bu şekilde yapılsa sesiniz çıkmaz ve işinize bakarsınız ama dışarda olunca hemen ahlaksızlık ve rezillik diye saldırıyorsunuz...

İşinize gelince demokrat özgürlükçü işinize gelmeyince taliban kafası oluyorsunuz.

Pek ilginçsiniz doğrusu...

#izlenmez olarak etiketliyoruz video ve kanalı.


 

Seyahat etmenin en heyecanlı hali belkide tren yolculuğu..

Havada olma korkusu yok, klasik otobüsteki gibi şöfor ve muavinlerden ürkme ve onlara güvenmeme derdi yok, soğuk otobüs durakları yok, trafik yok, kaza riski düşük ve yerde bir yılan gibi süzülen kocaman demir odaların içinde olmak epey güven verici.

Bu yüzden çok özgür ve güvende hissediyoruz belkide trenlerde..

Binlerce insan çok düzenli ve saygılı bir şekilde trenlerde bir yerden bir yere gidebiliyorlar.

Maalesef hala tren yolcuğu yapamıyoruz ülkemizde yeterince, oysa şuan Edirne'den Kars'a ve güneydoğuya veya akdenize trenle gidebiliyor olmalıydık 100 yıllık bir Cumhuriyet olarak..

Maalesef ülkemizde bir kişi sadece (Binali YILDIRIM) 12 yıl ulaştırma bakanlığı yaptı aynı partiden ama trenle yolculuğa dair yeterli bir gelişme kaydedemedik.

Başka bir ülkede bir parti'den 1 kişi 12 yıl ulaştırma bakanlığı yapsa, muhtemelen o ülkede o kişi ülkeyi tren ağları ile örmesi ile övülürdü ama bizde şu an yolsuzluklar üzerinden konuşuluyor.

Çok acı...

Rusya malun 1990'da komünist düzenden kapitalist düzen geçti ve video da da gördüğünüz üzere bir yönde bile halkına hem hızlı tren hemde normal tren yolculuğu seçeneği sunacak seviye de bir çeşitliliğe sahip ve bunu Emre DURMUŞ sayesinde öğreniyoruz.

Video baştan sona çok faydalı ve Rusya'yı tanımamız için bize yardımcı oluyor.

Video #iyiiçerik olmayı hakediyor...


Emre Durmuş ile Tren Yolculuğu

 

Seyahat etmenin en heyecanlı hali belkide tren yolculuğu..

Havada olma korkusu yok, klasik otobüsteki gibi şöfor ve muavinlerden ürkme ve onlara güvenmeme derdi yok, soğuk otobüs durakları yok, trafik yok, kaza riski düşük ve yerde bir yılan gibi süzülen kocaman demir odaların içinde olmak epey güven verici.

Bu yüzden çok özgür ve güvende hissediyoruz belkide trenlerde..

Binlerce insan çok düzenli ve saygılı bir şekilde trenlerde bir yerden bir yere gidebiliyorlar.

Maalesef hala tren yolcuğu yapamıyoruz ülkemizde yeterince, oysa şuan Edirne'den Kars'a ve güneydoğuya veya akdenize trenle gidebiliyor olmalıydık 100 yıllık bir Cumhuriyet olarak..

Maalesef ülkemizde bir kişi sadece (Binali YILDIRIM) 12 yıl ulaştırma bakanlığı yaptı aynı partiden ama trenle yolculuğa dair yeterli bir gelişme kaydedemedik.

Başka bir ülkede bir parti'den 1 kişi 12 yıl ulaştırma bakanlığı yapsa, muhtemelen o ülkede o kişi ülkeyi tren ağları ile örmesi ile övülürdü ama bizde şu an yolsuzluklar üzerinden konuşuluyor.

Çok acı...

Rusya malun 1990'da komünist düzenden kapitalist düzen geçti ve video da da gördüğünüz üzere bir yönde bile halkına hem hızlı tren hemde normal tren yolculuğu seçeneği sunacak seviye de bir çeşitliliğe sahip ve bunu Emre DURMUŞ sayesinde öğreniyoruz.

Video baştan sona çok faydalı ve Rusya'yı tanımamız için bize yardımcı oluyor.

Video #iyiiçerik olmayı hakediyor...


X ŞEYLER KANALI

Önerilen Kanal