Ülkemize ender özgür ruhlu ve entellektüel insanlar geldi, birini en son kaybettik malum, Huysuz Virjin - Seyfi Dursunoğlu.
Kimseye biat etmeyenlerden biri olarak yaşayanlardan ise, belkide Billur Kalkavan bunların en başında gelenlerindendir diyebiliriz çizgisi ile .
Normal tabii çok olmamaları, son 50-60 yıldır batı ile doğu arasında kafası
karışmış, yıllardır gelenekselciliğin üstüne birde askeri zorbalıkla ve devletçi
ahlakla örselenmiş ve malum son 20 yılda muhafazakar ahlakın dayatıldığı bir
toplumuz.
Bu yüzden özgüveni yüksek ve malum belli ideolojilere ve onun temsilcilerine göre konuşmayan insanlar bize hep ağır ve şaşırtıcı geliyor.
Billur KALKAVAN onu tanıyanların bileceği üzere 90'lardan günümüze çizgisini bozmayan bu ender özgür insanlardan biri.
Bu röportajda da baştan sona bunu hissettiriyor.
Kanal sahibi Ahu Karaduman bu anlamda çok başarılı bir iş çıkarmış ve çok güzel bir diyalog ortaya çıkmış.
Ülkemize ender özgür ruhlu ve entellektüel insanlar geldi, birini en son kaybettik malum, Huysuz Virjin - Seyfi Dursunoğlu.
Kimseye biat etmeyenlerden biri olarak yaşayanlardan ise, belkide Billur Kalkavan bunların en başında gelenlerindendir diyebiliriz çizgisi ile .
Normal tabii çok olmamaları, son 50-60 yıldır batı ile doğu arasında kafası
karışmış, yıllardır gelenekselciliğin üstüne birde askeri zorbalıkla ve devletçi
ahlakla örselenmiş ve malum son 20 yılda muhafazakar ahlakın dayatıldığı bir
toplumuz.
Bu yüzden özgüveni yüksek ve malum belli ideolojilere ve onun temsilcilerine göre konuşmayan insanlar bize hep ağır ve şaşırtıcı geliyor.
Billur KALKAVAN onu tanıyanların bileceği üzere 90'lardan günümüze çizgisini bozmayan bu ender özgür insanlardan biri.
Bu röportajda da baştan sona bunu hissettiriyor.
Kanal sahibi Ahu Karaduman bu anlamda çok başarılı bir iş çıkarmış ve çok güzel bir diyalog ortaya çıkmış.
Video #iyiiçerik olmayı hak ediyor.
"İnşaat" kelimesi son 20 yılda Top 10 siyaset kelimesinden biri oldu... Bu bir ülke siyaset tarihinde muhtemelen görülmemiş bir şeydir.
Özellikle bizim gibi tarım, hayvancılık ve tekstil ülkesi için anlaşılır bir şey değil. Çünkü beton bir ürün üretim biçimi değil ve yenmiyor ya da giyilmiyor ama giymeye çalıştık üzerimize.
Hal böyle olunca üzerimizde pek durmadı. Yakışmadı, sırıttı ve saçmaladık.
Hele yüksek olanları hiç durmadı. Bizler 100 yıllardır bu coğrafyada kendi çabaları ile bir şekilde evini yapan bir toplumduk. Birden birileri bize geldi dedi ki; "gerek yok endişelenmenize, 10-20 katlı binalarda çok güvenli lüks yaşayacaksınız, ayda taksitle kira öder gibi ev sahibi olacaksınız.."
Bu teklife hemen atladık ya da bizi ikna ettiler. Zaten nerdeyse 50 yıldır askeri vesayetle ve kaoslarla yönetilen bir ülkede olduğumuzdan, her alanda sınırlı şeylere sahip olduğumuz için her hangi bir şehirleşme planı içinde olmayan bu maket binalara koşa koşa para yatırdık.
Sonuç, kaos, çirkinlik, soygun, ahlaki çöküş...
Kira öder gibi ev sahibi olanlar kira kadar aidat ödemeye başladı.
Her yerde 10-20 katlı binalar ve mahalle kültürü içinde gerçek insanı ilişkileri yaşam alanı olmayan nerdeyse 1000 lerce 10000 lerce kişinin 10-20 tane binada yaşadığı siteler ve taksitleri ödeyebilmek için insanlıktan çıkmış ebevenler, bu süreçte yıkılmış evlilikler ve ev sahibi olma yolunda kavga gürültü paramparça olmuş aileler.
#iyiiçerik ve #iyiçekim olarak etiketlenmeyi hak eden ender bir iş.
"İnşaat" kelimesi son 20 yılda Top 10 siyaset kelimesinden biri oldu... Bu bir ülke siyaset tarihinde muhtemelen görülmemiş bir şeydir.
Özellikle bizim gibi tarım, hayvancılık ve tekstil ülkesi için anlaşılır bir şey değil. Çünkü beton bir ürün üretim biçimi değil ve yenmiyor ya da giyilmiyor ama giymeye çalıştık üzerimize.
Hal böyle olunca üzerimizde pek durmadı. Yakışmadı, sırıttı ve saçmaladık.
Hele yüksek olanları hiç durmadı. Bizler 100 yıllardır bu coğrafyada kendi çabaları ile bir şekilde evini yapan bir toplumduk. Birden birileri bize geldi dedi ki; "gerek yok endişelenmenize, 10-20 katlı binalarda çok güvenli lüks yaşayacaksınız, ayda taksitle kira öder gibi ev sahibi olacaksınız.."
Bu teklife hemen atladık ya da bizi ikna ettiler. Zaten nerdeyse 50 yıldır askeri vesayetle ve kaoslarla yönetilen bir ülkede olduğumuzdan, her alanda sınırlı şeylere sahip olduğumuz için her hangi bir şehirleşme planı içinde olmayan bu maket binalara koşa koşa para yatırdık.
Sonuç, kaos, çirkinlik, soygun, ahlaki çöküş...
Kira öder gibi ev sahibi olanlar kira kadar aidat ödemeye başladı.
Her yerde 10-20 katlı binalar ve mahalle kültürü içinde gerçek insanı ilişkileri yaşam alanı olmayan nerdeyse 1000 lerce 10000 lerce kişinin 10-20 tane binada yaşadığı siteler ve taksitleri ödeyebilmek için insanlıktan çıkmış ebevenler, bu süreçte yıkılmış evlilikler ve ev sahibi olma yolunda kavga gürültü paramparça olmuş aileler.
#iyiiçerik ve #iyiçekim olarak etiketlenmeyi hak eden ender bir iş.
Anadolunun en güzel özelliklerinden birisidir kışa hazırlık konusunda yapılan hazırlıklar. Bunların başında da elbette bir çok sebze ve meyve kurutulması veya kaynatılıp konserveler yapılması gelir.
Domates malum yaz kış çok sevdiğimzi hem çiğ hemde pişmiş olarak tükettiğimiz eşsiz kırmızı bir sebze ve kırmızı sebzelerin kansere karşı koruduğu da söylenir.
Bu video da baştan sona eşsiz bir kalitede domates kurutulmasını aşama aşama anlatılmış.
Bizlere kalan keyifle bu tarifi uygulamak.
Video çok doğal ve samimi bir sunum yaptığı için #iyiiçerik #kendinyap tarifi olmayı hak ediyor.
Anadolunun en güzel özelliklerinden birisidir kışa hazırlık konusunda yapılan hazırlıklar. Bunların başında da elbette bir çok sebze ve meyve kurutulması veya kaynatılıp konserveler yapılması gelir.
Domates malum yaz kış çok sevdiğimzi hem çiğ hemde pişmiş olarak tükettiğimiz eşsiz kırmızı bir sebze ve kırmızı sebzelerin kansere karşı koruduğu da söylenir.
Bu video da baştan sona eşsiz bir kalitede domates kurutulmasını aşama aşama anlatılmış.
Bizlere kalan keyifle bu tarifi uygulamak.
Video çok doğal ve samimi bir sunum yaptığı için #iyiiçerik #kendinyap tarifi olmayı hak ediyor.
Video ingilizce ve Türkçe sessiz anlatımla yapılmış ve bir Türke ait. Yanmış bir tavayı evdeki malzemelerle nasıl temizleyeceğimiz işlenmiş.
Video ingilizce ve Türkçe sessiz anlatımla yapılmış ve bir Türke ait. Yanmış bir tavayı evdeki malzemelerle nasıl temizleyeceğimiz işlenmiş.
Bu sene okullarda yüzyüze eğitim nasıl olacak diye merak ederken Sağlık Bakanı'ndan açıklama gelmişti ve yüzyüze eğitim yapılacağı sert bir vurgu ile söylenmişti.
Buna karşı pandemide geldiğimiz noktada ise, malum ülkemizde pandemi zirve yapmış durumda ve ölüm sayıları 200'ü buluyor ve geçiyor vaka sayıları ise 20000 civarlarında.
Şahan Bakar ve eşide bir ebeveyn olarak çocuklarının sağlığını düşünerek bir video yapmış ve yüzyüze eğitimle ilgili çekincelerini kibarca dile getirmişler.
Video bu anlamda sorumlu ve duyarlı bir çaba ve diğer ünlülerede örnek olmalı.
Demokrasi, sadece oy kullanıp seçilenlerin ve onların atadıkları yetkililerin size uygun gördüğü çözümleri üretmesini beklemek ve bunu sorgulamadan itiraz etmeden kabul etmek değil, karar süreçlerine katılımcı olarak, direkt ve dolaylı şekilde karar süreçlerinde yönetime dahil olmayı da gerektiriyor.
Bizde maalesef demokrasi sadece 1. şekilde yanı seçilenlerin kararları kendilerinin aldığı ve kamuyla(STK vb.) istişare etmeden verdiği kararların halkın büyük kısmı tarafından beklendiği "temsili demokrasi" şeklinde, oysa dünya 2. demokrasi türünü yani "katılımcı demokrasi" ile kararların alınmasında katılımcı olarak yer aldığı şeklinde.
Günümüzde hatta 3. demokrasi türü de başladı dünyada, o da "radikal demokrasi" ki, bu demokrasi türünde devlet ve seçilenler yüzde 100 şeffaf ve dürüst olmaya zorlanıyor ki, bunu da ABD'nin ve NATO'yaptığı savaş suçlarını ifşa eden Julian Assange ve Snowden günümüzde temsil etmektedir.
Bu sene okullarda yüzyüze eğitim nasıl olacak diye merak ederken Sağlık Bakanı'ndan açıklama gelmişti ve yüzyüze eğitim yapılacağı sert bir vurgu ile söylenmişti.
Buna karşı pandemide geldiğimiz noktada ise, malum ülkemizde pandemi zirve yapmış durumda ve ölüm sayıları 200'ü buluyor ve geçiyor vaka sayıları ise 20000 civarlarında.
Şahan Bakar ve eşide bir ebeveyn olarak çocuklarının sağlığını düşünerek bir video yapmış ve yüzyüze eğitimle ilgili çekincelerini kibarca dile getirmişler.
Video bu anlamda sorumlu ve duyarlı bir çaba ve diğer ünlülerede örnek olmalı.
Demokrasi, sadece oy kullanıp seçilenlerin ve onların atadıkları yetkililerin size uygun gördüğü çözümleri üretmesini beklemek ve bunu sorgulamadan itiraz etmeden kabul etmek değil, karar süreçlerine katılımcı olarak, direkt ve dolaylı şekilde karar süreçlerinde yönetime dahil olmayı da gerektiriyor.
Bizde maalesef demokrasi sadece 1. şekilde yanı seçilenlerin kararları kendilerinin aldığı ve kamuyla(STK vb.) istişare etmeden verdiği kararların halkın büyük kısmı tarafından beklendiği "temsili demokrasi" şeklinde, oysa dünya 2. demokrasi türünü yani "katılımcı demokrasi" ile kararların alınmasında katılımcı olarak yer aldığı şeklinde.
Günümüzde hatta 3. demokrasi türü de başladı dünyada, o da "radikal demokrasi" ki, bu demokrasi türünde devlet ve seçilenler yüzde 100 şeffaf ve dürüst olmaya zorlanıyor ki, bunu da ABD'nin ve NATO'yaptığı savaş suçlarını ifşa eden Julian Assange ve Snowden günümüzde temsil etmektedir.
Yumurta fiyatlarının pandemide birden bire tavan yapması diye bir şey oldu ve hala devam ediyor ama nedense pek konuşulmuyor nedense?
Uzun yıllardır doların 6 tl olmasına rağmen tanesi 50 kuruşun altında seyreden yumurta fiyatları pandemide önce 75 kuruşu şimdi ise 1 tl yi geçti.
Marketlerde 15 li yumurtanın fiyatı 15.5 tl civarında şu anda. Türk milletinin büyük bir kısmının ekmek, peynir, zeytin, patatesle beraber temel besinlerinden biri olan yumurta artık lüks tüketime girdi
Şu an bunlar arasında fiyatı uygun sayılabilecek olan tek patates.. Ekmeğinde kilosu zaten şu an nerdeyse 8-10 lira civarında.
Peynir ve zeytini zaten artık konuşamıyoruz bile en ucuz zeytin 20 tl ve en ucuz peynir 30 tl ye yakın.
Bu anlamda bu video 1 yıl önce çekilmesine rağmen mevzuyu çok erkenden görmüş.
Yumurta eğer bahane edildiği gibi pandemide çok tüketimden talep arttığından dolayı arttırysa şimdi neden artıyo? Çünkü kısıtlmalar kalkalı aylar oluyor?
Yoksa bir fırsatçılık mı söz konusu?
Video bunu ele aldığı ve cesurca soguladığı için #iyiiçerik olmayı hak ediyor.
Yumurta fiyatlarının pandemide birden bire tavan yapması diye bir şey oldu ve hala devam ediyor ama nedense pek konuşulmuyor nedense?
Uzun yıllardır doların 6 tl olmasına rağmen tanesi 50 kuruşun altında seyreden yumurta fiyatları pandemide önce 75 kuruşu şimdi ise 1 tl yi geçti.
Marketlerde 15 li yumurtanın fiyatı 15.5 tl civarında şu anda. Türk milletinin büyük bir kısmının ekmek, peynir, zeytin, patatesle beraber temel besinlerinden biri olan yumurta artık lüks tüketime girdi
Şu an bunlar arasında fiyatı uygun sayılabilecek olan tek patates.. Ekmeğinde kilosu zaten şu an nerdeyse 8-10 lira civarında.
Peynir ve zeytini zaten artık konuşamıyoruz bile en ucuz zeytin 20 tl ve en ucuz peynir 30 tl ye yakın.
Bu anlamda bu video 1 yıl önce çekilmesine rağmen mevzuyu çok erkenden görmüş.
Yumurta eğer bahane edildiği gibi pandemide çok tüketimden talep arttığından dolayı arttırysa şimdi neden artıyo? Çünkü kısıtlmalar kalkalı aylar oluyor?
Yoksa bir fırsatçılık mı söz konusu?
Video bunu ele aldığı ve cesurca soguladığı için #iyiiçerik olmayı hak ediyor.
Yıllarca gişe filmlerinde yan karakter oyunculuğu yapan Zafer Algöz Cem Yılmaz'ın yanında anılmaktan sıkılmışa benziyor ve onu gerçek kimliği ve cevheri olan belleği ile tanımız için internette elinden geleni yapıyor.
Cem Yılmaz'ın abisi ile var olan kanal dışında Kafa TV de bu video performnasında bize buzlun görünmeyen kısımlarını anlatıyor Türk sinema ve tiyatrosuna dair ve ortaya eşsiz bir video çıkmış
Malum Yeşilçam hayatımızda bir referans noktası ve yeni nesil bile tv de izlemeden internet üzerinden 60-70-80 ler sinemasının ana aktörlerini ve ayrdımcı aktörlerini konuşuyor taklit ediyor veya içeriklerinde referans noktası olarak kullanıyor.
Bu anlamda hepimizin merak ettiği bir şey var, "eski sinema ve tiyatro yıldızları gerçek hayatta nasıldılar?"
Bunu tv programlarında şimdiye kadar yeterince göremedik ve böyle bir açık var ve bunu Zafer ALGÖZ doldurmaya başladı umarız devamı gelir ve bizler Türkiye^nin belleği olan sinema ve tiyator tarihimizden eşsiz figürleri gerçek hayatları ve hikayeleri ile daha çok öğreniriz.
Video #enkomikler #iyiiçerik olarak etiketlenmeyi hak ediyor.
Yıllarca gişe filmlerinde yan karakter oyunculuğu yapan Zafer Algöz Cem Yılmaz'ın yanında anılmaktan sıkılmışa benziyor ve onu gerçek kimliği ve cevheri olan belleği ile tanımız için internette elinden geleni yapıyor.
Cem Yılmaz'ın abisi ile var olan kanal dışında Kafa TV de bu video performnasında bize buzlun görünmeyen kısımlarını anlatıyor Türk sinema ve tiyatrosuna dair ve ortaya eşsiz bir video çıkmış
Malum Yeşilçam hayatımızda bir referans noktası ve yeni nesil bile tv de izlemeden internet üzerinden 60-70-80 ler sinemasının ana aktörlerini ve ayrdımcı aktörlerini konuşuyor taklit ediyor veya içeriklerinde referans noktası olarak kullanıyor.
Bu anlamda hepimizin merak ettiği bir şey var, "eski sinema ve tiyatro yıldızları gerçek hayatta nasıldılar?"
Bunu tv programlarında şimdiye kadar yeterince göremedik ve böyle bir açık var ve bunu Zafer ALGÖZ doldurmaya başladı umarız devamı gelir ve bizler Türkiye^nin belleği olan sinema ve tiyator tarihimizden eşsiz figürleri gerçek hayatları ve hikayeleri ile daha çok öğreniriz.
Video #enkomikler #iyiiçerik olarak etiketlenmeyi hak ediyor.
Daha video başlar başlamaz bir şeyi fark ediyoruz ki, kız çocukların dünyaları çok başka ve ailelerine kattıkları anlam çok hassas...
Kız çocuklarının babaları ile olan sevgi bağı arasıra anlatılır ve çeşitli dizilerde işlenir. Bu videoda ise çok kısa şekilde bu anlatılmış.
Görünen o ki, aslında saf sevgi ile videodaki gibi böyle sağlıklı baba kız ilişkisi kurulursa başarılı ve akıllı çocuklar yetiştirilebilir.
Yetişkinlerin ve gençlerin hatta çocukların bile yapmacık ve şımarık videoları malum Youtube'u sarmış durumda.
Çocuklarımız geleceğimiz ve onların geleceği için çok endişeleniyoruz. Çünkü; her şeyin saygı ve ahlak sınırları dışına itildiği ve çocukların bile para ve şöhret için kolayca rekabet edip birbirine saygısız olduğu bir internet ortamı var .
Daha doğrusu çok aktif bir akıllı telefon ve sosyal medya nesli ile karşı karşıyayız.
Böyle bir zamanda, Ravza'nın yaptığı gibi böyle duygu dolu bir video yapmak ve videoya "Mektup Yazmak" denen ve 20 yaş altındaki neslin nerdeyse ne olduğunu bile bilmediği bir şeyi koyup insanlara hatırlatması bile çok etkileyici.
Maalesef eski nesiller kız çocuklarını ve erkek çocuklarını bir birey olarak iyi yetiştiremediler, ama şimdi anne babaların bunu yapmak için önlerinde büyük bir fırsat var.
Bunun bir aracı da geleceğe miras olacak böyle videolardır. Böylece çocuklar geri dönüp baktıklarında anılarını ve geçtikleri yolları görüp insani ve sosyal duygularını hep taze tutabilirler.
Ravza, kanalındaki bu videodaki benzersiz performansı ile bir kız çocuğunun babasına olan sevgisini ve özlemini anlattığı bir video yapmış.
Kurgusu ve videonun çekimi gerçekten çok başarılı. bir kız çocuğunun babasını beklerken neler hissettiğini çok iyi ifade etmiş.
Bundan sonraki videolarında böyle güzel duyguları hatırlatacağı videolar yapmasını bekliyor kendisine başarılar ve ailesi ile sağlık dolu yıllar diliyoruz.
Ravza'nın askerdeki babasına kavuşma hikayesini de kendisinden dinleyeceğimiz Youtube kanalını takip etmeyi unutmayın.
Videoyu bu anlamda başarılı olduğu için #iyiiçerik ve #iyiiçekim olarak etiketliyoruz.
Daha video başlar başlamaz bir şeyi fark ediyoruz ki, kız çocukların dünyaları çok başka ve ailelerine kattıkları anlam çok hassas...
Kız çocuklarının babaları ile olan sevgi bağı arasıra anlatılır ve çeşitli dizilerde işlenir. Bu videoda ise çok kısa şekilde bu anlatılmış.
Görünen o ki, aslında saf sevgi ile videodaki gibi böyle sağlıklı baba kız ilişkisi kurulursa başarılı ve akıllı çocuklar yetiştirilebilir.
Yetişkinlerin ve gençlerin hatta çocukların bile yapmacık ve şımarık videoları malum Youtube'u sarmış durumda.
Çocuklarımız geleceğimiz ve onların geleceği için çok endişeleniyoruz. Çünkü; her şeyin saygı ve ahlak sınırları dışına itildiği ve çocukların bile para ve şöhret için kolayca rekabet edip birbirine saygısız olduğu bir internet ortamı var .
Daha doğrusu çok aktif bir akıllı telefon ve sosyal medya nesli ile karşı karşıyayız.
Böyle bir zamanda, Ravza'nın yaptığı gibi böyle duygu dolu bir video yapmak ve videoya "Mektup Yazmak" denen ve 20 yaş altındaki neslin nerdeyse ne olduğunu bile bilmediği bir şeyi koyup insanlara hatırlatması bile çok etkileyici.
Maalesef eski nesiller kız çocuklarını ve erkek çocuklarını bir birey olarak iyi yetiştiremediler, ama şimdi anne babaların bunu yapmak için önlerinde büyük bir fırsat var.
Bunun bir aracı da geleceğe miras olacak böyle videolardır. Böylece çocuklar geri dönüp baktıklarında anılarını ve geçtikleri yolları görüp insani ve sosyal duygularını hep taze tutabilirler.
Ravza, kanalındaki bu videodaki benzersiz performansı ile bir kız çocuğunun babasına olan sevgisini ve özlemini anlattığı bir video yapmış.
Kurgusu ve videonun çekimi gerçekten çok başarılı. bir kız çocuğunun babasını beklerken neler hissettiğini çok iyi ifade etmiş.
Bundan sonraki videolarında böyle güzel duyguları hatırlatacağı videolar yapmasını bekliyor kendisine başarılar ve ailesi ile sağlık dolu yıllar diliyoruz.
Ravza'nın askerdeki babasına kavuşma hikayesini de kendisinden dinleyeceğimiz Youtube kanalını takip etmeyi unutmayın.
Videoyu bu anlamda başarılı olduğu için #iyiiçerik ve #iyiiçekim olarak etiketliyoruz.
Röportaj Adam'ı bir önceki analizimizde son derece aptalca bir mizah fikri olan Sedat Peker üzerinden yaptığı gereksiz mizahı ile eleştirmiştik.
Bu videoda ise gerçekten başarılı bir iş çıkarmışlar ekip olarak.
Bu video ile Youtuber'ların geleceğine dair fütüristik bir video yapmışlar ve son derece başarılı olmuş.
Röportaj Adam'ı bir önceki analizimizde son derece aptalca bir mizah fikri olan Sedat Peker üzerinden yaptığı gereksiz mizahı ile eleştirmiştik.
Bu videoda ise gerçekten başarılı bir iş çıkarmışlar ekip olarak.
Bu video ile Youtuber'ların geleceğine dair fütüristik bir video yapmışlar ve son derece başarılı olmuş.
Ülkemiz enterasan bir yer oldu internet çağında... Çoğumuz daha gelişmiş huzurlu bir yer olacak diye umuyorduk, özellikle 30 yaş üzeri olanlar ama gelinen nokta içler acısı..
Haberler 3 sayfa cinayet haberleri ve kavga haberleri ile doldu taştı. Ve artık bireysel kavgalar infaza dönüştü. Kafaya direkt kurşun sıkıyorlar. Ülkede kanun hukuk yoksa sanki? Bu yüzden anlaşmazlıkları olanlar etraftan insan toplayı kavga ediyorlar. Bu toplu kavgalar ise tavan yapmış durumda, aileler ve sülaler kamusal bir alanda buluşüp birbirlerini ölesiye dövmeye çalışıyorlar.
Bu haberlerdn uzakaşmak istediğimiz bir anda karşımıza çıkan bir video bu.
Türkiye görüntülerin ile relaxing videosu yapmışlar.
Şaşırmamak elde değil tvde ve internette gördüğümüz o görüntüler bu coğrafyada oluyor.
Ülkemiz enterasan bir yer oldu internet çağında... Çoğumuz daha gelişmiş huzurlu bir yer olacak diye umuyorduk, özellikle 30 yaş üzeri olanlar ama gelinen nokta içler acısı..
Haberler 3 sayfa cinayet haberleri ve kavga haberleri ile doldu taştı. Ve artık bireysel kavgalar infaza dönüştü. Kafaya direkt kurşun sıkıyorlar. Ülkede kanun hukuk yoksa sanki? Bu yüzden anlaşmazlıkları olanlar etraftan insan toplayı kavga ediyorlar. Bu toplu kavgalar ise tavan yapmış durumda, aileler ve sülaler kamusal bir alanda buluşüp birbirlerini ölesiye dövmeye çalışıyorlar.
Bu haberlerdn uzakaşmak istediğimiz bir anda karşımıza çıkan bir video bu.
Türkiye görüntülerin ile relaxing videosu yapmışlar.
Şaşırmamak elde değil tvde ve internette gördüğümüz o görüntüler bu coğrafyada oluyor.
Biraz sakinleşmekte fayda var.
Video #iyiiçerik ve #iyiçekim olmayı hak ediyor.
Ülkemizin geldiği nokta içler acısı gerçekten, bir yanda sığınmacı istilası diğer yanda ülkeden kaçmaya çalışan insanlarımız.
Bu tuhaf trajik durumda Youtube'ın da her yeri bu göçmen Türk hikayelerle ve mülteci tv tartışmaları ile doldu.
Özellikle Youtube'daki Türk göçmen hikayeleri göçme fırsatı olmayanlar için birer işkence gibi, izle izle iç çek. Klişe formatta almanya, kanada, abd gibi büyük ve gelişmiş ülkelere gidenlere yapılan bu tür röportajlar bu kadar zevkle anlatılması güzel bir şey değil aslında. Sonuçta insanlarımız çok isteyerek gitmiyorlar.
Bu videoda ODTÜ birincisi bir gencin Almanya'ya eğitim için gitmesi konu yapılmış.
Video genel olarak gayet bilgilendirici bu yüzden #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.
Ülkemizin geldiği nokta içler acısı gerçekten, bir yanda sığınmacı istilası diğer yanda ülkeden kaçmaya çalışan insanlarımız.
Bu tuhaf trajik durumda Youtube'ın da her yeri bu göçmen Türk hikayelerle ve mülteci tv tartışmaları ile doldu.
Özellikle Youtube'daki Türk göçmen hikayeleri göçme fırsatı olmayanlar için birer işkence gibi, izle izle iç çek. Klişe formatta almanya, kanada, abd gibi büyük ve gelişmiş ülkelere gidenlere yapılan bu tür röportajlar bu kadar zevkle anlatılması güzel bir şey değil aslında. Sonuçta insanlarımız çok isteyerek gitmiyorlar.
Bu videoda ODTÜ birincisi bir gencin Almanya'ya eğitim için gitmesi konu yapılmış.
Video genel olarak gayet bilgilendirici bu yüzden #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.
Hepimiz fast food yemeğe ilgi duyarız. En sağlıklı yiyecek savunucuları bile içten içe fast food yiyeceklere ilgi duyuyordur.
Tabii bazılarımız için bu bağımlılık düzeyindedir ve hatta bazen keşke bir yolu olsa da bu fast food yemekleri evde de yapabilsek deriz .Evet, bu videoda bunun mümkün olduğunu görüyoruz.
Tabii bu kadar mümkün olsa da, her gün tüketmemek en iyisi çünkü; çok fazla yanmış yağ kızartma şeklinde yemekler sağlıklı değil.
Malum hikayeyi de muhtemelen bilirsiniz; KFC'nin kurucusu özel bu tavuk tariflerini beğendirmek için binlerce restoran gezmiş sonunda birine kabul ettirmiştir ve KFC öyle doğmuştur derler. Hikaye gerçek yalan bilmiyoruz ama ortaya çıkan şey çok lezzetli.
1990'lardan beri çoğumuza sır gibi gelen bu tür özel fast food tarifler artık internet çağında kolayca ulaşılabilir hale geldi.
Tabii işin ehli insanların elinde olan özel tariflerle...
Bu videoa KFC'nin o çıtır tavuk parçalarını nasıl yapıldığını görüyoruz.
Nio Kitchen kanalıda bu kanallardan biris ve bizle buKFC tarifini paylaşarak pandemide evde çıtır tavuk parçaları yapma imkanı veriyor.
Hadi hemen sizde deneyin...
Video çok akıcı ve güzel bir şekilde aranan bir içerik olduğu için #iyiiçerik olarak işaretliyoruz.
Hepimiz fast food yemeğe ilgi duyarız. En sağlıklı yiyecek savunucuları bile içten içe fast food yiyeceklere ilgi duyuyordur.
Tabii bazılarımız için bu bağımlılık düzeyindedir ve hatta bazen keşke bir yolu olsa da bu fast food yemekleri evde de yapabilsek deriz .Evet, bu videoda bunun mümkün olduğunu görüyoruz.
Tabii bu kadar mümkün olsa da, her gün tüketmemek en iyisi çünkü; çok fazla yanmış yağ kızartma şeklinde yemekler sağlıklı değil.
Malum hikayeyi de muhtemelen bilirsiniz; KFC'nin kurucusu özel bu tavuk tariflerini beğendirmek için binlerce restoran gezmiş sonunda birine kabul ettirmiştir ve KFC öyle doğmuştur derler. Hikaye gerçek yalan bilmiyoruz ama ortaya çıkan şey çok lezzetli.
1990'lardan beri çoğumuza sır gibi gelen bu tür özel fast food tarifler artık internet çağında kolayca ulaşılabilir hale geldi.
Tabii işin ehli insanların elinde olan özel tariflerle...
Bu videoa KFC'nin o çıtır tavuk parçalarını nasıl yapıldığını görüyoruz.
Nio Kitchen kanalıda bu kanallardan biris ve bizle buKFC tarifini paylaşarak pandemide evde çıtır tavuk parçaları yapma imkanı veriyor.
Hadi hemen sizde deneyin...
Video çok akıcı ve güzel bir şekilde aranan bir içerik olduğu için #iyiiçerik olarak işaretliyoruz.
Ülkemizde çoğumuzda mizaç sorunu var malum. Kabalık ve zorbalık epey bir kesimin desturu. Her meslek adeta bu sarmalın içinde ve samimiyet sorunu olan bir toplumuz ayrıca. Zaten psikoloji denen bir bilimi reddeen bir toplumuz.
Her 10 yılda kabalığın ve gücün sembolü olan askerin, siyasete karışarak verdiği ayarla şekilennen bir toplum olarak şaşırmamakta fayda var buna, ama asıl mesele bunu üzerimizden atmada.
Doğan Cüceloğlu ise insani bireysle sosyal bu bilimin Türkiye'deki en güçlü ve en evrensel isimlerinden ve yıllardır Türkiye'den ve dünyadan yüzbinlerce insanın kalbine bu bilimin verileri ve nezaketle dokunabilmiş ender insanlardan. Zaten o da muhtemeln toplum olarak bu arızalı yanımıza dokunmayı görev edinmiş gibi hep güleryüzüyle nezaket ve samimiyet örneği oldu.
Onu kaybettik yakın zamanda ama eserleri sonsuzluğa karıştı artık. Youtube'da ki kanalı da bunlardan birisi ve bu videoda onun engin bilgi ve tecrübelerinden istifade etme fırsatı elde ediyoruz.
Video baştan sona bilgilendirici.
Kendimizi tanımakta sorun yaşayanlar ve herkes için gerekli bri video
#iyiiçerik olarak editiketliyoruz üstadın bu videosunu ve rahmetle vee sevgiyle yad ediyoruz onu sonsuz yolculuğunda.
"DOĞAN CÜCELOĞLU, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun
olduktan sonra ABD’de Illinois Üniversitesi’nde Bilişsel Psikoloji
(algılama, düşünme, iletişim) alanında doktorasını yapmıştır. Daha sonra
Türkiye’de Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde görev yapan
Cüceloğlu, Fulbright bursuyla bir yıl süreyle Berkeley’deki Kaliforniya
Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak çalışmalarda
bulunmuştur. 1980-1996 yılları arasında ABD Kaliforniya Eyalet
Üniversitesi, Fullerton’da görev yapan Cüceloğlu’nun kırkı aşkın Türkçe
ve ingilizce bilimsel makalesi yayınlanmıştır. 1996 yılından bu yana
Türkiye’de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anababalara ve
işadamlarına yönelik seminerlere, konferanslara ve atölye çalışmalarına
ağırlık vermiştir. 1990’dan bu yana kitaplarını Türkçe olarak
yayınlamaya özen gösteren Cüceloğlu, Türk insanının düşünce, duygu ve
davranışlarını bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen kitaplar
yazmaktadır." Kaynak
Ülkemizde çoğumuzda mizaç sorunu var malum. Kabalık ve zorbalık epey bir kesimin desturu. Her meslek adeta bu sarmalın içinde ve samimiyet sorunu olan bir toplumuz ayrıca. Zaten psikoloji denen bir bilimi reddeen bir toplumuz.
Her 10 yılda kabalığın ve gücün sembolü olan askerin, siyasete karışarak verdiği ayarla şekilennen bir toplum olarak şaşırmamakta fayda var buna, ama asıl mesele bunu üzerimizden atmada.
Doğan Cüceloğlu ise insani bireysle sosyal bu bilimin Türkiye'deki en güçlü ve en evrensel isimlerinden ve yıllardır Türkiye'den ve dünyadan yüzbinlerce insanın kalbine bu bilimin verileri ve nezaketle dokunabilmiş ender insanlardan. Zaten o da muhtemeln toplum olarak bu arızalı yanımıza dokunmayı görev edinmiş gibi hep güleryüzüyle nezaket ve samimiyet örneği oldu.
Onu kaybettik yakın zamanda ama eserleri sonsuzluğa karıştı artık. Youtube'da ki kanalı da bunlardan birisi ve bu videoda onun engin bilgi ve tecrübelerinden istifade etme fırsatı elde ediyoruz.
Video baştan sona bilgilendirici.
Kendimizi tanımakta sorun yaşayanlar ve herkes için gerekli bri video
#iyiiçerik olarak editiketliyoruz üstadın bu videosunu ve rahmetle vee sevgiyle yad ediyoruz onu sonsuz yolculuğunda.
"DOĞAN CÜCELOĞLU, İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden mezun
olduktan sonra ABD’de Illinois Üniversitesi’nde Bilişsel Psikoloji
(algılama, düşünme, iletişim) alanında doktorasını yapmıştır. Daha sonra
Türkiye’de Hacettepe ve Boğaziçi üniversitelerinde görev yapan
Cüceloğlu, Fulbright bursuyla bir yıl süreyle Berkeley’deki Kaliforniya
Üniversitesi’nde ziyaretçi öğretim üyesi olarak çalışmalarda
bulunmuştur. 1980-1996 yılları arasında ABD Kaliforniya Eyalet
Üniversitesi, Fullerton’da görev yapan Cüceloğlu’nun kırkı aşkın Türkçe
ve ingilizce bilimsel makalesi yayınlanmıştır. 1996 yılından bu yana
Türkiye’de üniversite öğrencilerine, öğretmenlere, anababalara ve
işadamlarına yönelik seminerlere, konferanslara ve atölye çalışmalarına
ağırlık vermiştir. 1990’dan bu yana kitaplarını Türkçe olarak
yayınlamaya özen gösteren Cüceloğlu, Türk insanının düşünce, duygu ve
davranışlarını bilimsel psikoloji kavramları içinde inceleyen kitaplar
yazmaktadır." Kaynak
Türkiye her konuda olduğu gibi internet konusunda da dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerine göre sorunlu...
Türkiye'de 2005 yılında serbestleşen "TELEMUNİKASYON sektörü" ilk defa devlet teklinden çıktı ve özel firmalar sektöre kendi altyapılarınıda kurabilecek şekilde girdi sektöre. ABD'de ise telekomuniaksyon sektörü 1980 yılında serbestleştirildi. Aramızda tam 25 yıl var ABD yi kendine her konuda nerdeyse müttefik ortak gören bir ülke olarak.
Ama maalesef gelinden noktada bugün Türk Telekom egemen yapısı ile alt yapıya sahip olduğu için hala karasal alt yapı olarak yeterli seviyeye gelmiş değiliz.
Özellikle upload hızları gerçekten çekilmeyecke düzeyde yavaş. 20 mbit dowload yaparken 1 mbit gibi bir hızla upload yapabilabiliyor ve bu görüntülü görüşme gibi şeylerde çok sıkıntılı bir durum.
Evet ADSL in önündeki A asimetrik demek, yani download ve upload hızlarının eşit olamadığı bağlantı türü ama bu kadar asimetrik olması normal değil ve VDSL bağlantıda da çok asimetrik bir durum var.
Türkiye'nin en mütevazı, seviyeli ve çalışkan Teknoloji editörlerinden Recep Baltaş Türkiye'nin en öne çıkan internet sağlayıcısı Turknet müdürü ile bir söylesi yapiyor ve bize güzel bilgiler veriyorlar.
Video #iyiiçerik olmayı hak ediyor.
Türk Telekom'un özelleştirilmesindeki yanlışlardan doğan sonuçlar için şu yazıyı okuyabilirsiniz
Türkiye her konuda olduğu gibi internet konusunda da dünyanın gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerine göre sorunlu...
Türkiye'de 2005 yılında serbestleşen "TELEMUNİKASYON sektörü" ilk defa devlet teklinden çıktı ve özel firmalar sektöre kendi altyapılarınıda kurabilecek şekilde girdi sektöre. ABD'de ise telekomuniaksyon sektörü 1980 yılında serbestleştirildi. Aramızda tam 25 yıl var ABD yi kendine her konuda nerdeyse müttefik ortak gören bir ülke olarak.
Ama maalesef gelinden noktada bugün Türk Telekom egemen yapısı ile alt yapıya sahip olduğu için hala karasal alt yapı olarak yeterli seviyeye gelmiş değiliz.
Özellikle upload hızları gerçekten çekilmeyecke düzeyde yavaş. 20 mbit dowload yaparken 1 mbit gibi bir hızla upload yapabilabiliyor ve bu görüntülü görüşme gibi şeylerde çok sıkıntılı bir durum.
Evet ADSL in önündeki A asimetrik demek, yani download ve upload hızlarının eşit olamadığı bağlantı türü ama bu kadar asimetrik olması normal değil ve VDSL bağlantıda da çok asimetrik bir durum var.
Türkiye'nin en mütevazı, seviyeli ve çalışkan Teknoloji editörlerinden Recep Baltaş Türkiye'nin en öne çıkan internet sağlayıcısı Turknet müdürü ile bir söylesi yapiyor ve bize güzel bilgiler veriyorlar.
Video #iyiiçerik olmayı hak ediyor.
Türk Telekom'un özelleştirilmesindeki yanlışlardan doğan sonuçlar için şu yazıyı okuyabilirsiniz
Kağıt ile yapılan şeyler eskiden epey değerliydi. Sadece yazı yazmaz kağıtla çeşitli oyuncaklarda yapardık.
Bu yüzden okul boyunca kağıt çok değerliydi hayatımızda. Şimdi artık her şey giderek dijitalleşmeye başladığı için, nerdeyse her şeyi ekranda yapmaya başladık.
Bu kanal ise, bunun aksine kağıt ile yapılan şeyler üzerien kurulu ve bu videoda bir rüzgar gülü nasıl yapılır detaylı olarak gösteriyor.
Video baştan sona kusursuz ve çekim olarakta çok kaliteli, bu yüzden #iyiiçerik ve #iyiçekim olarak etiketliyoruz.
Kağıt ile yapılan şeyler eskiden epey değerliydi. Sadece yazı yazmaz kağıtla çeşitli oyuncaklarda yapardık.
Bu yüzden okul boyunca kağıt çok değerliydi hayatımızda. Şimdi artık her şey giderek dijitalleşmeye başladığı için, nerdeyse her şeyi ekranda yapmaya başladık.
Bu kanal ise, bunun aksine kağıt ile yapılan şeyler üzerien kurulu ve bu videoda bir rüzgar gülü nasıl yapılır detaylı olarak gösteriyor.
Video baştan sona kusursuz ve çekim olarakta çok kaliteli, bu yüzden #iyiiçerik ve #iyiçekim olarak etiketliyoruz.
Ülkemiz malum cahillerin çok hurafelere inandığı ve bir şey bildiğini sanan komplo teorisyenlerinin bu cahil insanları kolayca yönettiği bir durumda.
Sadece ülkemizde değil, dünyada genel olarak böyle bir akım var ve insanlar artık dünyanın yıllar içinde geldiği bu trajedik noktayı açıklama konusunda, insanların davranışalrına üretim ve tüketim şekline bağlamak yerine ve bunu ifade eden bilim adamlarıan ve aktivistlere değilde her şeyi en basit bilim dışı yoldan açıklayan ve suçu bir grup milyarden zengin insana atan komplo teorisyenlerine inanıyorlar.
Çünkü; bu şekilde insanlar, bilimin söylediği gerçekleri redderek aslında temel sorumluluk bilincinden uzaklaşıyorlar ve dolayısıyla insanlar suçu başkalarına atarak normal eski yıkıcı üretim ve tüketimlerine devam edebiliyorlar. Bir araştırma yapsak mesela bu komplo teorilerien inanların tüketim alışkanlıklarının çevre ve insanlık için bilimsel ve bireysel sorumluluk taşıyanlardan çok daha aşırı ve düzensiz olduğunu görürdük.
Bu bu kadar basit yani.
Maalesef bu kadar basit olan bir gerçeği eğip büken ve türlü manipülasyonlarla bu şekilde gizemli hale getiren youtuber şarlatanlar ise, bir tür videlar yaparak bir tür dünyayı kurtaran kahraman olmaya çalışarak, olayı başka şekilde anlatarak kendi uçmuş kafalarını başkalarına da aşılamaya çalışıyorlar. Aslında yaptıkları tek şey ünlü olmak veya para kazanmaktır.
Corona pandemisinden sonra şimdi orman yangınları üzerinden devam eden bu saçmalıklardan birisi de bu videoda fütursuzca sergileniyor.
Neymiş efendim; iklim değişkliği yalanmış ve karbon salınımı iklimi bu denli değiştirmezmiş..? 200 milyon yılda oluşan fosil yakıtları 200 yılda hunarca yakan insanlık bununla iklimi değiştirecek bir etki yapmış olamaz diyor kısaca ve bu şartlatan arkadaş, gerçekte bütün bu dünyadaki tüketim ve üretim şeklinden kaynaklı çöküşün sebebi olarak ise insanların bir grup "şeytan zengini" suçlandığı ve mevcut dünya üzerindeki yok edici olan aşırı ve yanlış tüketimin aynı olduğu bu düzenin devam etmesi gerektiğini savunuyor bu şekilde aslında.
Bu kafada olan, dünyada ve ülkemizde malum Greta Thunberg'i de küçük bir komplocu şeytan olarak sunmaya çalıştılar son 2 yılda ve 16 yaşındaki bir küçük çocuğa ağıza alınmayacak çirkinlikte iğrenç ifadeler kullandılar.
Muhtemelen, bu şarlatan arkadaşa göre Alaska'da yağan karlar içinde mikro plastik bulunması de önemli değildir mesela..
Video baştan sona zırvalar bütünü #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Ülkemiz malum cahillerin çok hurafelere inandığı ve bir şey bildiğini sanan komplo teorisyenlerinin bu cahil insanları kolayca yönettiği bir durumda.
Sadece ülkemizde değil, dünyada genel olarak böyle bir akım var ve insanlar artık dünyanın yıllar içinde geldiği bu trajedik noktayı açıklama konusunda, insanların davranışalrına üretim ve tüketim şekline bağlamak yerine ve bunu ifade eden bilim adamlarıan ve aktivistlere değilde her şeyi en basit bilim dışı yoldan açıklayan ve suçu bir grup milyarden zengin insana atan komplo teorisyenlerine inanıyorlar.
Çünkü; bu şekilde insanlar, bilimin söylediği gerçekleri redderek aslında temel sorumluluk bilincinden uzaklaşıyorlar ve dolayısıyla insanlar suçu başkalarına atarak normal eski yıkıcı üretim ve tüketimlerine devam edebiliyorlar. Bir araştırma yapsak mesela bu komplo teorilerien inanların tüketim alışkanlıklarının çevre ve insanlık için bilimsel ve bireysel sorumluluk taşıyanlardan çok daha aşırı ve düzensiz olduğunu görürdük.
Bu bu kadar basit yani.
Maalesef bu kadar basit olan bir gerçeği eğip büken ve türlü manipülasyonlarla bu şekilde gizemli hale getiren youtuber şarlatanlar ise, bir tür videlar yaparak bir tür dünyayı kurtaran kahraman olmaya çalışarak, olayı başka şekilde anlatarak kendi uçmuş kafalarını başkalarına da aşılamaya çalışıyorlar. Aslında yaptıkları tek şey ünlü olmak veya para kazanmaktır.
Corona pandemisinden sonra şimdi orman yangınları üzerinden devam eden bu saçmalıklardan birisi de bu videoda fütursuzca sergileniyor.
Neymiş efendim; iklim değişkliği yalanmış ve karbon salınımı iklimi bu denli değiştirmezmiş..? 200 milyon yılda oluşan fosil yakıtları 200 yılda hunarca yakan insanlık bununla iklimi değiştirecek bir etki yapmış olamaz diyor kısaca ve bu şartlatan arkadaş, gerçekte bütün bu dünyadaki tüketim ve üretim şeklinden kaynaklı çöküşün sebebi olarak ise insanların bir grup "şeytan zengini" suçlandığı ve mevcut dünya üzerindeki yok edici olan aşırı ve yanlış tüketimin aynı olduğu bu düzenin devam etmesi gerektiğini savunuyor bu şekilde aslında.
Bu kafada olan, dünyada ve ülkemizde malum Greta Thunberg'i de küçük bir komplocu şeytan olarak sunmaya çalıştılar son 2 yılda ve 16 yaşındaki bir küçük çocuğa ağıza alınmayacak çirkinlikte iğrenç ifadeler kullandılar.
Muhtemelen, bu şarlatan arkadaşa göre Alaska'da yağan karlar içinde mikro plastik bulunması de önemli değildir mesela..
Video baştan sona zırvalar bütünü #izlenmez olarak etiketliyoruz.
Hepimiz yaz olunca denizlere ve suya ayrı bir işgi gösteririz ve yüzmek bizim için en zevkli işlerden biri olur.
Bu videoda yüzme ile ilgili en tehlikeli şeylerden biri olan dip dalgası ile ilgilşi bilgiler verilmiş
Hepimiz yaz olunca denizlere ve suya ayrı bir işgi gösteririz ve yüzmek bizim için en zevkli işlerden biri olur.
Bu videoda yüzme ile ilgili en tehlikeli şeylerden biri olan dip dalgası ile ilgilşi bilgiler verilmiş
Genç, umut dolu ve güleryüzlü bir şampiyonumuz var artık. Son 10 yıldır genç nüfusun giderek yurtdışına göçtüğü bir ortamda böyle güleryüzlü ve inançlı gençlerimizin olması gerçekten çok güzel.
Bu röportaj 2018'de yapılmış ve ta o zamandan Mete ne yapacağını biliyormuş.
Bugün sene 2021 pandemiye rağmen Mete TOKYO ya gitti ve şampiyon oldu.
Bu hepimiz için hem motivasyon hemde gurur kaynağı olmalı.
Videoyu yapan yabancı kanala teşekkür ediyor #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.
Genç, umut dolu ve güleryüzlü bir şampiyonumuz var artık. Son 10 yıldır genç nüfusun giderek yurtdışına göçtüğü bir ortamda böyle güleryüzlü ve inançlı gençlerimizin olması gerçekten çok güzel.
Bu röportaj 2018'de yapılmış ve ta o zamandan Mete ne yapacağını biliyormuş.
Bugün sene 2021 pandemiye rağmen Mete TOKYO ya gitti ve şampiyon oldu.
Bu hepimiz için hem motivasyon hemde gurur kaynağı olmalı.
Videoyu yapan yabancı kanala teşekkür ediyor #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.
90'ların hit elektronik parçası "I'm Blue" yu yeniden yorumlamışlar... Çocuklarına Kukuli Niloya seyrettirmekten bıkanlar ve onların İngilizce'ye daha yatkınlaşmasını isteyenler için ahriak bir düzenleme olmuş
Video klip olarakta sade ve soundu çok tok ve etkileyici olmuş
90'ların hit elektronik parçası "I'm Blue" yu yeniden yorumlamışlar... Çocuklarına Kukuli Niloya seyrettirmekten bıkanlar ve onların İngilizce'ye daha yatkınlaşmasını isteyenler için ahriak bir düzenleme olmuş
Video klip olarakta sade ve soundu çok tok ve etkileyici olmuş
Bu haliyle #iyiiçerik olmayı hak etmiş
Eriğin lokumu mu olur dersiniz.. Var yapan işte... Doğal yaşamın en güzel örneklerini sunan YouTube kanalları bizlere nadide tariflerinide ücretsiz olarka sunuyor.
Video baştan sona çok güzel detaylı şekilde erikten lokum yapılabileceğini bize kanıtlıyor.
Bahçesindeki erikleri ne yapacağını bilemeyen ehrkes için eşsiz bir tarif.
Eriğin lokumu mu olur dersiniz.. Var yapan işte... Doğal yaşamın en güzel örneklerini sunan YouTube kanalları bizlere nadide tariflerinide ücretsiz olarka sunuyor.
Video baştan sona çok güzel detaylı şekilde erikten lokum yapılabileceğini bize kanıtlıyor.
Bahçesindeki erikleri ne yapacağını bilemeyen ehrkes için eşsiz bir tarif.
Videoyu #iyiiçerik olarak etiketliyoruz.
Evet, attığımız başlık çok iddialı ama gerçekten etkileyici ve devrimci bir video olmuş.
Özetle, diyetin tek mantığının olduğu o da uzun saatlerle aralıklı tam öğün beslenme.
Evet, Prof. Yörükoğlu bu videoda bilinen; az az çok öğün yeme diyet mantığını reddeden şeyler söylüyor.
Kısaca diyor ki, bugünun son öğünü ve ertesi günkü ilk öğün arasında 16 saat olmalı, böyle karaciğer ve pankreas dinleneceği için hücre yenilenmesi ve yağ yağma yani metobizmanın hızlı ve düzgün çalışması sağlanır.
Yani sabahın kötünde kahvaltı yapılmaz... Dahası kahvaltı diye bir öğün yoktur olmamalıdır.
Bu konuda vimtre.com editörü olarak benimde bilmeden ürettiğim bir mantık var uzun süredir uyguladım, bnu mantığa göre, insan dün yediğini çıkarmadan bugün yemeğe yani kahvaltıya başlamamalı yani büyük tuvaletini yapmadan yeni gün öğünü alınmamalı, ki bu öğlen 12 yi bulacaktır gene aşağı yukarı doktorumuzunda dediği gibi.
Hayalhanme kanalı bu videosu çok ilgi çekici, çarpıcı bilgi ve görüş içeriyor ve bu yüzden #iyiiçerik ve #öneçıkanlar olmayı hak ediyor
Evet, attığımız başlık çok iddialı ama gerçekten etkileyici ve devrimci bir video olmuş.
Özetle, diyetin tek mantığının olduğu o da uzun saatlerle aralıklı tam öğün beslenme.
Evet, Prof. Yörükoğlu bu videoda bilinen; az az çok öğün yeme diyet mantığını reddeden şeyler söylüyor.
Kısaca diyor ki, bugünun son öğünü ve ertesi günkü ilk öğün arasında 16 saat olmalı, böyle karaciğer ve pankreas dinleneceği için hücre yenilenmesi ve yağ yağma yani metobizmanın hızlı ve düzgün çalışması sağlanır.
Yani sabahın kötünde kahvaltı yapılmaz... Dahası kahvaltı diye bir öğün yoktur olmamalıdır.
Bu konuda vimtre.com editörü olarak benimde bilmeden ürettiğim bir mantık var uzun süredir uyguladım, bnu mantığa göre, insan dün yediğini çıkarmadan bugün yemeğe yani kahvaltıya başlamamalı yani büyük tuvaletini yapmadan yeni gün öğünü alınmamalı, ki bu öğlen 12 yi bulacaktır gene aşağı yukarı doktorumuzunda dediği gibi.
Hayalhanme kanalı bu videosu çok ilgi çekici, çarpıcı bilgi ve görüş içeriyor ve bu yüzden #iyiiçerik ve #öneçıkanlar olmayı hak ediyor